fenerbahçe'nin maç boyu gençlerbirliğimi yakalamaya çalıştığı ama nefesinin bir türlü yetmediği maç olmuştur. 1-0 2-0 2-1 3-1 3-2 4-2 olarak devam eden maç o yılın en kaliteli maçı olmuştur.
pierre van hooijdonk'un serbest atışlarında gençlerlilerin değil de fenerbahçeli oyuncuların baraj kurduğu maç.
maçtan sonra pierre van hooijdonk'un, "gençlerbirliği bugün çok iyidi. sadece bugün değil, blackburn, sporting lisbon ve parma'yı yenerkende çok iyidiler. çok hızlı ve ofansif oynuyorlar. daha dikkatli olmalıydık bugün. onları tebrik ediyorum" dediği maç.
daha sonradan fenerbahçe'ye transfer olan deniz barış'ın maçtan sonra kameralara açıklama yaparken sürekli tribünlerden üzerine bir şeyler atılıyormuş gibi korkarak geri çekildiği maç.
bir nevi nereden nereye de denilebilecek durumlara yıllar sonra gark olduğumuz bir maçtır aynı zamanda. volkan demirel'in kaleci sayılmadığı zamanlarda fenerbahçe'nin yükselen yıldızı olan (şimdilerde oftaş'ın kalesini koruyan) recep'in, gençlerbirliği'nde sağ açık vazifesi gören (şimdilerde beşiktaş'ın sağ beki) ali tandoğan'dan süper bir frikik golü yediği maç.
fenerbahçe : recep biler, ali mehmet güneş, fabio luciano, stjepan tomas, kemal aslan, mehmet yozgatlı (dk. 25 niyazi serhat akın (dk. 85 fatih akyel)), marco aurelio brito dos prazeres "mehmet aurelio" (dk. 60 ıvailo romanov petkov), ümit özat, tuncay şanlı, marcio ferreira nobre "mert nobre", pierre van hooijdonk
teknik direktör : christoph daum
gençlerbirliği : damir botonjic, erkan özbey, ümit bozkurt (dk. 74 veysel cihan), abd el-zaher el-saka, deniz barış, ali tandoğan, josip skoko, serkan balcı, filip daems, mustafa özkan, souleymane youla (dk. 82 marcel kibemba m'bayo)
teknik direktör : ersun yanal
goller : dk. 42 [kendi kalesine] stjepan tomas, dk. 56 josip skoko, dk. 80 ali tandoğan, dk. 90 mustafa özkan (gençlerbirliği), dk. 60 tuncay şanlı, dk. 86 pierre van hooijdonk (fenerbahçe)
sarı kartlar : dk. 58 deniz barış, dk. 62 ali tandoğan (gençlerbirliği), dk. 67 ali mehmet güneş, dk. 83 kemal aslan (fenerbahçe)
üniversiteden yaklaşık 25-30 kişilik bir grupla gidip migros üst tribünden seyrettiğimiz ve yarı finalde elendiğimiz türkiye kupası maçı olmuştur. maçta akılda kalan en güzek şey, pierre van hooijdonk'un muhteşem frikik golü olurken, kemal aslan'ın ayağının kırılması maçın en üzücü anı olmuştur.
17 mart 2004 çarşamba günü akşamı istanbul’da, bir futbol mabedi olarak kabul edilen kadıköy şükrü saraçoğlu stadı’nda 55.000 seyirci önünde oynanan türkiye kupası yarı final maçında gençlerbirliği süper lig lideri fenerbahçe’yi 4-2 yenerek eledi ve önümüzdeki sezon uefa kupasına katılabilmek için çok önemli olan final maçını bir kez daha trabzonspor ile oynamaya hak kazandı. bu maçta da ankara’dan giden taraftarlar ile istanbul’daki “diaspora keçileri” takımı yalnız bırakmadılar ve biz ankara’daki bir grup alkara da maçı maltepe’deki lokalde televizyonda heyecanla seyrederken zaman zaman onları da ekranda gördüğümüzde çok duygulandık ve sanki bizi görüyorlarmış gibi onlara el salladık…
o yıl sağlam kaptırdık gidiyoruz, ben de istanbul'da hukuk mukuk okuyorum. şimdi askerde olan şahsiyet dirim abi ile onun evinde buluşacağız. bende "diaspora keçileri" yazan 14 metrelik bir pankart var. bunu yüklendim evin yoluna koyuldum. maça girerken polis arkadaşlar ne bu diaspora falan necisiniz siz diye biraz celallenip pankartı sokturmasa da dirim abi akademik bakış açısıyla olayı sonlandırdı ve pankartımızı da astık. maç esnasında telefon ile canlı yayın yaptım ankara'ya. sonuç oalrak biz maçı kazandık. 70 kişi falandık o gün tribünde. bazılarımız erken çıktı biz maçın sonunu bekledik. iyi ki de beklemişiz diyorum çünkü maçtan sonra dirim abi hadi takımın oteline gidelim dedi. atladık taksiye suadiye otel'e vardık. biz geldiğimizde takım daha gelmemişti. benden otel görevlileri bayrağımı istedi girişe asmaları için ki daha sonra o bayrak serkan balcı tarafından hacılanacaktı. nitekim otobüs geldi ev otobüsten ilk inen deams oldu, tebrik etmeler vs geçiştirdik, otelin lobisine girdik takımla beraber. bunlar oturdu yemek yemeye başladı. içimden diyorum ulen öğrenci adamız biz karnımız da aç diye. tam o sırada ersun yanal girdi içeri merhabalar tebriklar derken adam döndü dedi ki "beyler oturun açsanız sofraya" diye, nitekim oturdum ben bir tabak da olsa pilavımı yedim. serkan tam yanımdaydı o sırada, bayrağı istedi ve verdim. o yıl finale çıktık ve o maç da istanbul'daydı. ona da gittim, oralarda da var vukuatlarım..
maçın spikeri ercan taner'e gıcık olduğum maç. maçta gençlerbirliği'nin attığı golleri inanılmaz samimiyetsiz ve inanılmaz şuursuz bir şekilde anlatan taner. fenerbahçe'nin attığı gollerde ise kendini yırtmıştır...
örneğin ali tandoğan'ın frikikten attığı golü, "ali tandoğan attı ve skor 3-1" diye anlatırken van hojidonk'un aynı şekilde frikikten attığı golü, "van hojidonk attı, süper attı, muhteşem attı. yok böyle bir gol, yok böyle bir gol..." şeklinde anlatmıştır...
herşey o kadar hızlı oluyor ki, nerdeyse her üç günde bir gençlerin bir maçını izlemekten tüm maçlar birbirine karıştı :o) italyada parma maçı bitiyor aklımızda 19 mayısta parma maçı var gelsede izlesek derken parma maçını izliyoruz bir gün sonra valencia çıkıyor 4. turda valencia maçı gelsede izlesek diye beklerken valencia da geliyor 1.0 yeniyoruz hemen ardından kupada fener maçı var gelsede izlesek derken sonunda o günde geldi ve gençler için bu yıl çok ama çok önemli bir 90 dakikadan sonra hem uefada hem türkiye kupasında yine gülen taraf gençlerimiz oldu.
ersun hoca ve gençlerli futbolcular bize bir kere daha muhteşem bir gece yaşattı. bir önceki yazımda bu maçtan çok ama çok fazla şeyler beklediğimi yazmıştım. tam anlamıyla son zamanların en çekişmeli, ve en heyecanlı maçı oldu.
gelecek yıl uefa kupasına gitmek için önümüzde sadece bir maç kaldı o da geçen yılda finalde karşılaştığımız trabzonspor.
gençlerbirliği maça 4-5-1 şeklinde başladı. yani 4'lü defans ve ileride youla'yı bırakarak maça başladı. tıpkı parma ve valencia maçlarında olduğu gibi.
maçın ilk dakikalarında kıran kırana bir denge savaşı vardı. youla ardarda 2 kere kaleci ile karşı karşıya gelirken topları dışarı hedefledi.
gençler defansı "kadıköyde hiç boşu yok" denen nobre ve bir hafta önce ankara'da bir ölçüde fener'i ipten alan van hooijdonk'u ve diğer tüm fener ataklarını önce ortasahada ardından da defansta öğüttü.
ilk yarının sonlarına doğru mücadeleciliğini gösteren ali tandoğan ayağında çok top tutan kemal'i cezalandırırcasına topu kaptı ve gençlerin ilk golünü tomas'ın ters vuruşuyla sağladı.
ikinci yarıda ise muhteşem bir maç başladı. fener'in bastıracağını düşündüğüm ilk 10 dakikadan sonra skoko'nun muhteşem golü farkı ikiye çıkarttı tam rahatlamışken tuncayın golü 2.1 e getirdi maçı.
bu dakikada ersun'yanal 4'lü defansın ortasındaki ümit'i oyundan alıp forvet veysel'i oyuna soktu. böylece takım 3-5-2'ye döndü.
ardından ali tandoğan'ın füzesi ve 85 de de aynı güzellikte van hooijdonk'un golü. maça tekrar büyük bir tempos kaznadırdı ama uzatmalarda mustafa tekrar skoru 2 farka taşıdı ve maç 4.2 gençlerin üstünlüğü ile bitti.
defalarca yazdım ama gençler bir kere daha motive olduğu maçlarda ne kadar başarılı olduğunu bir kere daha gösterdi.
maçta özellikle gençlerlilerin van hooijdonk'un frikiklerinde baraj kurmaması son derece ilginçti.
maçta en çok çekindiğim mehmet yozgatlı bir hava topu mücadelesi sonucunda yere düşerken ayağını burktu ve (sanırım 2 hafta sahalardan uzak kalacakmış) oyundan çıktı yerine serhat girdi ama maç boyunca kanatlarda çok etkili olamadı fenerbahçe.
gençlerbirliği'nin inanılmaz temposu ve gol yedikten sonra bile takım disiplininden bir an bile kopmaması önümüzdeki haftaki valencia maçı öncesi inanılmaz bir güven duygusu yarattı bende. inşallah ispanya'da valencia'yı bir kere daha yenip uefa kupasında da çeyrek finale adımızı yazdıracağız!
belkide gecenin en kötü yanı fener taraftarının yenilgiyi hazmedemeyip gençlerlilere maç boyunca küfretmeleri ve maç sonunda ellerine geçirdiklerini gençlerlilere atmasıydı.
- fenerbahçe'de istediklerini tam olarak yapmanı engelleyen sakatlıklarının ilki bir gençlerbirliği maçında ve çok da önemli olmayan bir pozisyonda aldığın darbeyle başladı. o darbe futbolunu ve psikolojini nasıl etkiledi?
kemal aslan: açıkçası o günleri ve sakatlıkları konuşmak islemiyorum, hepsi yaşandı bitti ve geçmişte kaldı ama muhakkak ki o olay benim hayatımda bir dönüm noktasıydı. yaşanılması gerekiyormuş, yaşandı. geriye dönüp beş yıl öncesini konuşmanın pek de faydası yok. belki o sakatlık olmasaydı, bambaşka sorunlar yaşayacaktım. olasılıklar bitmiyor.
gençlerbirliği, fenerbahçe önünde hep bir adım önde gitti. ev sahibi, bir türlü yetişemedi. "kupasız finali" önde kapayan başkent ekibi, trabzon'un karşısına dikildi
90 dakika mehmet demirkol
tanrı gençlerbirliği'ni korusun... oynadığı her maçı bir futbol sirkine çeviren, hepimizi keyiften keyife sürükleyen kırmızı - siyahlılar'ı bu ligden, kupalardan ve avrupa'dan hiç eksik etmesin... aynı şekilde fenerbahçe'yi de... bazen maçlar son düdük çaldığında bitmez. oyunun kaderi devam eder. bazen ilahi adalet de sonraki randevularda kendini gösterir. iki hafta önce ankara'daki maç, damir ve ümit bozkurt'un ortak hatasında van hooijdonk'un bulduğu golle bitmişti. youla'nın kaçırdığı net pozisyonların yanında... dünkü maça youla kaçırma serisine kaldığı yerden devam ederek başladı. 42. dakikada ise bu kez ardı ardına hatalar yapıp gol yiyen fenerbahçe savunmasıydı. kemal'in kaptırdığı top ve tomas'ın kendi kalesine attığı gol...
fenerbahçe'nin oyunu koparma planı 6. dakikada ortaya çıktı. tuncay'ın soldan 70 metre sürüklediği topu hooijdonk'a ulaştıramayışı onun adına bir şanssızlıktı.
bu metodu fenerbahçe buldu, ama sonra uygulayamadı. gençler geri üçlüdeki iki oyuncularını fenerbahçe forvetlerine yapıştırıyordu, diğeri ise ümit'i karşılıyordu. fenerbahçe'nin kafa ile arkaya aşırdığı, ya da verkaç ile kaçırmaya çalıştığı her topta derinlik yarattılar. erkan da tuncay'ı hep geride tuttu. serkan ve skoko'nun orta saha dinamizmi de buna eklenince uğraşması çok zor bir pranga ortaya çıktı. fenerbahçe karambol ve uzak şutla bulduğu iki çeyrek pozisyon dışında bir şey yakalayamadı. gençler'in mustafa, ali tandoğan ve youla ile üçlediği hücumu kemal'i hiç çıkarmadı. bunun yanı sıra savunmanın arkasına çok kolay kaçtılar. youla'nın 12. dakikaya kadar bu yolla bulduğu üç pozisyonda kötü vuruşlar yapması fenerbahçe'yi büyük bir felaketten kurtardı.
ikinci yarıya daum, serhat ve kemal'i ileri çıkararak, savunmasını önde kurarak başladı. oyunu ileri yıkmaya çalıştılarsa da tüm pas bağlantılarını ikili sıkıştırmalarla bozan rakiplerine boyun eğdiler.
56'da skoko'nun muhteşem bir vuruşla bulduğu 2 - 0'a isyan eden tek adam tuncay'dı. susmuş tribünleri, disiplini bozulmuş takımı 61'de fantastik bir vuruşla ayağa kaldırdı. ve ipler koptu. oyun muhteşem bir düelloya dönüştü. tuncay'ın müthiş bir enerji ile ittiği fenerbahçe, 72'de ümit özat'ın direkte patlayan şutuna kadar sürekli bastırdı. yanal'ın ümit bozkurt - veysel değişikliği fenerbahçe'nin bu sezon ilk kez bir rakibinin fizik kondisyonuna boyun eğişiyle yine bozuldu.
80'de gecenin büyük yıldızı ali tandoğan'ın attığı harika serbest vuruş golüyle tura çok yaklaşan gençler, van hooijdonk'un benzer şıklıktaki serbest vuruş golüyle sıkışsa da uzatma dakikalarında mustafa özkan'la finali garantiledi. harika bir maçtı, herkese teşekkürler.
gençlerbirliği teknik direktörü ersun yanal, fenerbahçe galibiyeti sonrası büyük bir mutluluk yaşadı. oyuncuları ile soyunma odasının yolunu tutan genç hoca, sarı - lacivertliler'e kendi oyuncularını gösterip, "bunlara burada hep yenileceksiniz" diye bağırdı. yanal, basın toplantısında ise, "finali de kazanıp, avrupa'da ülkemizi bu sezonki gibi başarıyla temsil etmek istiyoruz" diye konuştu.
prim 100 milyar
başkent ekibinin teknik patronu, "biz lig değil, kupa maçının ertelenmesini istiyorduk. ama kulüpler birliği toplantısında iki başkanın jesti oldu. maçtan sonra iki takım da alkışlanmalıydı. fenerbahçe seyircisinin tepkisine anlam veremiyorum, üzülüyorum" dedi. öte yandan başkan ilhan cavcav kesenin ağzını açtı. kırmızı - siyahlılar'da tur primi olarak oyunculara toplam 100 milyar lira dağıtılacak.
'herkese ders olsun'
'kazanmayı bilemedik'
fenerbahçe teknik direktörü daum, turu büyük bir hayal kırıklığıyla kaybettiklerini ifade etti. alman çalıştırıcı, "ben herkese kupayı kazanmadık dedim. ama bazı kesimler kupa ve lig şampiyonu olmuşuz gibi davrandı. bu herkese ders olsun. hem fiziksel, hem de beyinsel olarak dinlenmemiz lazım. ama futbol federasyonu'nun bizim maçımızı erteleyeceğini hiç sanmıyorum. yine de yenilgiyi gençler'in dinlenmesine bağlamıyorum" dedi.
'şansımız da yoktu'
daum, oyuncularını 90 dakika boyunca hiç pes etmeden mücadele ettikleri için tebrik etti. tecrübeli teknik adam şunları söyledi; "2 - 1'den sonra şans yanımızda değildi. maçı 2 - 2 yapıp sonucu lehimize çeviririz diye düşündüm. maalesef yapamadık. genç oyuncular inişli çıkışlı performanslar yaşar. birinci ve üçüncü golde bunu gördük. rakibimiz iyi oyun sergiledi. bundan sonra artık sadece şampiyonluğa konsantre olmamız gerekiyor."
maçın hakemi
heyecanlıydı
hakem ali aydın için oldukça zor bir maçtı. kupa finalini andıran mücadelede zaman zaman yükselen tempo yüzünden bazı pozisyonları kaçırdı. faullerde istikrarı korumaya çalışan aydın, ikinci 45 dakikada yoruldu ve hatalar yaptı. mustafa özkan'ın faulunun karşılığı kart olmalıydı. ayrıca hooijdonk'un skor 2 - 1 iken altı pasta topa vurmadan önce ali tandoğan tarafından formasının çekilmesi de penaltıydı.
'penaltıydı'
fenerbahçe'nin yıldızı pierre van hooijdonk, sonucu normal karşıladı, ancak maçın 3-2 gittiği dakikalarda penaltılarının verilmediğini söyledi. hollandalı yıldız şöyle konuştu: "unutmamak gerekir ki gençlerbirliği, parma ve valencia gibi takımları yenmiş bir ekip. onlar da bu maçın favorisiydi. sonucu normal karşılıyorum. ancak karşılaşmanın sonlarına doğru ceza sahası içinde benim çekilmem penaltıydı."
ikinci yarının başında rizespor maçıyla sakatlanan serhat, dün iyileşti ve forma şansı buldu. maça yedek başlayan genç futbolcu, mehmet yozgatlı'nın sakatlanmasıyla arkadaşının yerini aldı.
hasret bitmedi
fenerbahçe'nin türkiye kupası'na olan hasreti dün de bitmedi. son olarak 1982-83 sezonunda kupayı alan sarı - lacivertliler, 21 yıl aradan sonra yine bu başarıyı yakalamak istedi. ancak gençlerbirliği dün fener'in bu arzusuna son verdi.
kurban rebrov!
konya karşısında farklı kazanan kadrosunu sahaya süren fenerbahçe teknik direktörü daum, sol kanatta kemal'e yer verdi, mahmut ve ismail'i karşılaşma kadrosuna almadı. petkov'un kulübede bulunması nedeniyle rebrov da yabancı kontenjanından tribüne çıktı.
doping kontrolü
futbol federasyonu tarafından önemli maçlarda yapılan doping kontrolü dün de futbolculara uygulandı. fenerbahçe'den ali güneş ve serhat, gençlerbirliği'nden el saka ve erkan, kontrole giden oyuncular oldu.
ortalık karıştı
gençlerbirliği, fenerbahçe taraftarının tepkisi nedeniyle bir süre sahada kaldı, ancak ışıklar sönünce içeri girebildi. bu arada garaj kapısının olduğu bölümde taraftarla polis birbirine girdi. olaylarda yaralananlar olduğu belirtildi.
3 nolu anons
gençlerbirliği'nin öne geçmesine sinirlenen fenerbahçe taraftarı, tribünlerden yabancı cisimler attı. 71. dakikada bunun önüne geçmek isteyen hakem ali aydın, üç numaralı anonsu yaptırdı. buna rağmen karşılaşmanın son bölümünde tribünlerden yabancı cisim yağmaya devam etti.
daum, gençlerbirliği'ne elenmenin hayal kırıklığını atlatmak için ıslanan bir köpek gibi çabucak silkinmeleri gerektiğini söyledi, "bunu ne kadar çabuk yaparsak, o kadar çabuk eski gücümüze kavuşuruz" dedi
erdoğan dermancı
'çok şey başardık'
fenerbahçe teknik direktörü christoph daum, takımıyla gurur duyulması gerektiğini söyledi, "başımız dik bir şekilde şampiyonluk mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi. alman hoca, gençlerbirliği'nin, dinlenmiş ve yüksek oranda motive olarak agresif bir şekilde karşılarına çıktığını belirtti, "bu agresifliğe karşı koyabilsek sonuç daha farklı olurdu. ancak yeni bir takımız. yine de bu takımla sezon boyunca çok şeyler başardık" ifadelerini kullandı.
sürpriz toplantı
futbolcularıyla, birlikte hareket etme bilincine varmaları için bir toplantı yaptığını belirten daum, "oyuncularıma 'bu tip hayal kırıklığı yaşadığınızda üzüntülerinizi nasıl atlatırsınız ? bu durumdan nasıl sıyrılırsınız. doğada canlılar ne yapar' diye sordum ve şu örneği verdim; bir köpek ıslandığı zaman silkelenir. üzerindeki ağırlığı atar ve eski gücüne kavuşur. biz de silkelenmeliyiz. bunu ne kadar çabuk yaparsak, o kadar çabuk ilerleriz" dedi.
'handikaplar çok'
gece 3.5'a kadar maçı kasetten izlediğini de belirten daum, "nerede hatalar yaptığıma baktım. değişikliklerin doğru olup olmadığını inceledim" dedi. alman hoca ayrıca "ayaktayız. bir sorun yok, yolumuza devam ediyoruz. bundan sonra handikaplarla çalışmak zorundayız. sakatlarımız var. ama yedek kulübesinde oynamak için yanıp, tutuşan, görev bekleyen oyuncularım var. onların da bu şansı iyi değerlendireceklerine inanıyorum" diye konuştu.
bu maçın ortalarından itibaren kameralar sürekli fenerbahçe tribününün en altında tellerin arkasında ağlayan bir kadını göstermişti. hatta yanlış hatırlamıyorsam o kadın bir dizi/film yıldızı idi. bir hafta bu görüntüler tvde gösterilmiş ve "fener onu da ağlattı" gibi başlıklar atılmıştı diye hatırlıyorum...