sezon başında beşiktaş'a transfer olan hırvat asıllı kaleci vedran runje, sezon içinde yediği birkaç hatalı golden sonra rakip tribünler tarafından nerdeyse her maçta "runyeee! runyeee!" diye uzun uzun tezahüratlara maruz kaldı. bizlerde modaya uyup 1. ve 2. golden sonra "runyeeee runyeee" diye tezahüratta bulunmuş ama 3. golden sonra "runyeee beş yeee" diye bağırmaya başlamıştık :)
bu maç sezonun ilk yarısını inişli çıkışlı bir grafik çizen gençlerbirliği'nin sezondaki en iyi oyununu ortaya koyduğu ve beşiktaş'a neredeyse hiç gol şansı vermeden net bir şekilde kazandığı maçtı. bu maçın ardından gençler taraftarlarının neredeyse hepsi takımın artık oturduğunu ve 2. devrede hem ligde hem de türkiye kupasında büyük işler yapılacağını düşünmeye başlamıştı. ama genel menajer cem onuk ve cavcav'ın takımın defansındaki en önemli isim olan risp'i ve orta sahada hırçın olmasına rağmen dinamo görevi gören ayman'ı devre arasında trabzona satmasıyla tüm "iyi" hayaller tuzla buz oldu. takım defansı bir türlü toparlanamadı. takım leblebi gibi gol yemeye başladı. önce kupada fener'in yedek takımına 2 maçta da malup olundu ardından da kısa sürede lige havlu atıldı.