millî takımımız bozuk bir oyun çıkardı. lefter, kadri, m. ali ve ayhan çok fena oynadılar. maçın yegâne golünü brezilya sağbeki ondokuzuncu dakikada yaptı
maçın tafsilâtı
-namık sevik
sabahın erken saatlerinde mithatpaşa stadının yolunu tutan meraklılar, her şeye rağmen milli takımımızdan bir şeyler yapmasını bekliyorlardı. biliyorlardı ki, milli takımımız iyi teşkil edilmemiştir. biliyorlardı ki futbolcularımızın ekserisi -ismi yıldız mesâbesine ulaştırılanlar da dahil- formalrından düşüktüler ve yine biliyorlardı ki, iş görebilecek futbolcular, milli kadro haricinde bırakılmıştır. hattâ tek seçici eşfak aykaç'ın lüzumsuz müdafaa taktiğinde ısrar ettiğini de biliyorlardış buna rağmen yine de bir şeyler bekliyorlardı...
gönül bu... neler istemez, neleri arzulamadı ki? vâkıa hemen ilâve edelim ki, eğer milli takımımız işi biraz sıkı tutabilse, daha doğru bir deyişle, macar maçındaki oyunlarının yarısını oynayabilselerdi, pekalâ bir galibiyet elde edebilirdi. çünkü ne brezlyalılar, ne de milli takımımız, doksan dakikalık zaman içerisinde göz dolduran bir tek hareket dahi yapmadılar. vasatın altında geçen müsabakanın yegâne heyecanı millî bir hava içerisinde oynanmış olması idi. doğrusunu söylemek icap ederse, tek seçicinin teşkil ettiği takımla «meşhur taktiğini» hiç kimse bağdaştıramadı.
maçın cereyanı
mûtad seremoniden sonra oyuna saat 16.30 da breziyalıların vuruşu ile başlandı. ilk dakikadan itibaren yerden kısa paslı ve bol deplâsmanlı oyunları ile müdafaamızı zorlayan misafirler, forvetlerinin şüt atma kabiliyetinden mahrum bulunması sebebiyle elde ettikleri fırsatlardan faydalanamadılar.
atlatılan ilk ciddi tehlike
bu baskı 14 üncü dakikaya kadar devam ett. bu arada didi'nin uzattığı pası ceza çizgisi dışında yakalayan santrfor alvaro, âni bir şütle topu kaleye havale ettiyse de şükrü yerinde bir müdahale ile bu tehlikeyi bertaraf etti.
brezilyalıların galibiyet golü
bu ciddi tehlikenin atlarılışından sonra aradan henüz dört dakika geçmemişti ki, brezilyalılar hiç beklenmedik bir zamanda sahadan galip ayrılmalarını temin eden oyunun yegâne golünü attılar. 19 uncu dakikada sağ bek dialma santos, ileriye kayarak basri'yi çalımla geçti ve ortalamakla şüt atmak arasında kaleye havale ettiği top, şükrü'nün üzerinden yan filelere takılıverdi.
mevsimsiz golden sonra her iki taraf birden duraldı ve ilk devre gittikçe ağırlaşan bir tempo ile sona erdi.
ikinci devre
ikinci devreye her iki takım da tadilat yaparak çıktılar. milli takımımızda orta hafta aksayan kadri çıkmış, yerine seracettin alınmış ve sağ iç mevkiinde aydemir'e şans verilmişti. brezilyalılarda ise sağ açık ve sağ içe valter, sabahra girmişlerdi. hemen ilâve edelim ki bu şekilde yapılan tâdilât, iyi bir netice verdi. ilk devrete nisbeten daha düzgün oynayan millî takımımız, eline geçirdiği muhtelif fırsatlardan faydalaamadı. hücum hattında isfendiyar ve ercan zararsızdı. fakat lefter, kadri ve m. ali'yi sahada arayanlar dahi zor bulabildiler. müdafaada ise naci, ahmet ve basri kendilerine düşen vazifeti fazlasiyle başardılar.
brezilyalılar bu devrede 1-0'lık galibiyete rıza gösteren bir şekilde çalıştılar. maçın hâkemi italyan marchetti'nin idaresi için «tatminden uzaktı» kelimesi cömertçe kullanılabilir.