ilk basımı 2009 olan islam çupi'nin "mağlubu anlatmak" kitabından;
az futbol koy, aşçıbaşı
türk milli takımı, katılma hakkını elde etmesine rağmen (bir sayıştay sıkıntısı kusacağım) tahsisatsızlıktan 1950 rio'suna gidemedi... 1954'te kura mura da olsa, şimdikilerin 40 yıl iktidarda kalacağı bir ispanya bonosunu yırtarak milli takımımız isviçre'deki final pazarına girdi.
b. almanya ile iki maç yaptık... farklı yenilgiler aldık; 4-1...7-2... fakat bir şeyi unutmuyorum. 1954'te dünya şampiyonu olan b. alman milli takımının ünlü hitler'i sepp herber-ger, kupa kazanıldıktan sonra şunları söylüyordu...
"şampiyonluğu türk takımı ile yaptığım iki maç ve posipal'i rezil eden o 9 numaralı rakip futbolcuya (rahmetli adaletli necmi) borçluyum. aksi olsa idi; ben librick'i macaristan'la yapacağım finalde nasıl santrhaf oynatırdım."
toprağını bol ört rahmetli necmi'cik... yıl 1954 idi: yıl 1978 olacak.. ve aradan 29 yıl geçmiş bulunacak...
ben bunca yıl, senin gibi bir dünya şampiyonu ekip antrenörünün teşekkür edeceği bir futbolcu yaratamamışsam; hâlâ "ülke takımım var!.." diye övünecek miyim?..