haftaiçi daha doğrusu cuma akşamı, ankaralı yabancı futbolseverlerin nam-ı diğer ankaralı kankaların davetiyle ve organizesiyle düzenlenen dünya kupası kura çekimi partisi için alman büyükelçiliğindeydim. almanların ağırlıkla katıldığı etkinlikte gençlerbirliği teknik direktörü thomas doll de vardı. açıkçası kendisi ile ilk kez diyalog kurma şansı buldum, malum internet basını olarak spor basınında büyüklerimize göre bazı fırsatları yakalamakta zorlanıyoruz, bazıları bu “ilk” diyalogu yadırgayabilir diye minik bir açıklama olsun.
thomas doll iletişim anlamında oldukça sıcak biri. ankaralı kankalar ile yaptığı röportajdan sonra, kendisiyle kısa bir sohbetim oldu. maçlarda rakip takımların kullandığı duran toplarda neden tüm adamlarını kendi ceza sahasına yığdığını, bunu anlayamadığımı ve olumsuz etkileri olduğunu belirttim. kendisinin cevabı; bunun takımının taktiği olduğunu, dünya futbolundaki büyük takımların da bunu uyguladığını, topluca kontratağa çıkmak için yaptıklarını belirtti. ayrıca, antalya maçında yan toplarda ve duran toplarda defansta yeterince çoğalamadıkları için goller yediklerini belirtti. denizli maçının çok zor olacağını da eklemişti. harbuzi dışında da bir eksiği olmayacaktı.
maç günü geldi çattı. 19 mayıs'ta kadroları elimize aldığımızda bir detay gözümüze çarptı. denizlispor'da 6 yedek vardı. yani bir kişi eksikti yedek kulübesi. anonsu dinledim ki acaba kadroya eksik mi işlendi diye ama hayır hata yoktu. sanırız yaşanan sıkıntılar, sorunlar, sakatlıklar derken hakan hoca, kadro kurmakta ciddi manada zorlanmış durumda. gençlerbirliği kadrosu da yedekleri de ideale yakındı.
gençlerbirliği maça istediği gibi başlayamadı. hakan hoca'nın –geçen hafta izleyemediğim- ankaragücü maçındaki sıkı defansif taktiği yine işbaşındaydı. fatih yiğen forvet arkasıydı, angelov ileride yapayalnızdı lakin güray, ahmet cebe, emin aladağ gibi defansif özellikleri fazla olan adamlarla rakibi çıkartmayan bir dizilişte başladılar. ahmet burak solakel ilk 20 dakika, ne orhan'ı ne burhan'ı ileri çıkarttı, kendi de bol bol akınlara katıldı. thomas doll bu sıkıntıyı çözmek için burhan ile hurşit'in yerini değiştirmek dahil bir dizi manevra ile kendi sağ kanadını rahatlattı, ahmet burak solakel'i etkisiz hale getirdi. öyle ki , orhan şam'ın ilk kez etkin biçimde atağa katıldığı dakika 24 oldu. hakan hoca'nın elinde yapabileceği pek bir şey yoktu, güray'ı daha serbest oynatmaya başladı. devrenin sonuna doğru cem can ve kerem'in top kayıpları azalmaya başlayınca, gençlerbirliği daha etkin ataklar yapan taraf oldu. ilk yarıda gençlerbirlikli futbolcular 13 şut, denizlililer ise 3 şut kaydetmişti. ilk yarıdaki her iki tarafın defansif anlayışını daha iyi algılayabilmek adına çok önemli bir istatistik vardı: koca 45 dakikada bir ofsayt bile olmamıştı. gerek defans hatlarının fazla ileri çıkmayışı gerek ise defansın arkasına top atılmadığını gösterir nitelikteydi bu istatistik.
ikinci yarıda etkisiz sandro yerine mustafa pektemek vardı. thomas doll'ün erken müdahelelerine artık alıştık, yine bunu gösterdi. gençlerbirliği her ne kadar mustafa pektemek ile forvette zenginleştiyse de, orta sahada, hem defanstan dönen hem de forvetten yapılan top kayıplarında cem can ve kerem'in müdaheleleri eksik olunca, özellikle kırmızı-siyahlıların defansından dönen topları kesmede ve oyuna çıkmada bu iki futbolcu başarısız olunca, tribünleri stres basmaya başlamıştı. özellikle güray'ın aniden parlayan şutları, ilhan ile radeljic'in zaman zaman uyumsuzlukları denizli'nin de her an golü atabileceğini göstermekteydi. 70.dakikadan sonra toparlanan cem can-kerem ikilisi, kahe'nin sık yer değiştirmeleri ve pektemek'in çabaları derken golün gelmesi ile büyük sevinç yaşandı. cem can maç boyu sergilediği kötü performansı silercesine sert orta yaptı, pektemek de kaçırdığı ve tribünleri çıldırttığı pozisyonlardan sonra kendini affettiren bir vuruşla golünü kaydetti. hakan hoca'nın takımının direnci bir yere kadardı, bu direnç kırılınca 2.gol de geldi. maç sonunda sadece 3 ofsayt, gençlerbirliği adına kaydedilmiş 22, denizli adına ise 9 şut istatistiği vardı.
hakan kutlu'nun işi gerçekten çok zor. yenilmemeyi ilke edinen bir takım yaratmaya çalıştığı çok belli fakat, elindeki takımda forvet anlamında çok seçeneği yok. maç sırasında rakibin ceza sahasına yakın noktalardan taç atışı kazanmakta bile arzulu bir takımı vardı, dirençlilerdi. gençlerbirliği ile iyi mücadele ettiler, doğru zamanda doğru değişiklikler yapıldı fakat yetmedi. aradaki güç farkı ortaya çıktı.
maçın adamı yine hurşit oldu. her ne kadar ne gol hanesinde veya asistlerde payı olmasa da, hurşit, yine alkışı alacak işler yaptı, gayreti, çabası, dinamizmi, arı gibi vızır vızır bir o kanatta bir diğer kanatta koşularıyla faydalı oldu. orhan ile uyumluydu. gençlerbirliği'nde zaman zaman geride fazla adam bırakıldığını gördük. aykut'un ilk yarıda pek çok müsait anda ataklara katılabileceği yerde defansta bekletilmesi yanlıştı. ilhan ile radeljic özellikle ilk yarıda angelov'un kaçırdığı golde, uyumsuzluğun zirvesinde topu rakiplerinin önüne hediye etti. serdar kulbilge yaptığı harika kurtarışlarla maça tesir etti.
gençlerbirliği akınlarında genel olarak defanstan dönen top olmadığını gördük genelde. yani, akınlar ya arada bir pas hatasıyla kesiliyor ya da orta-şut-aut/gol gidişi şeklinde neticeleniyor. fakat bu maçta, rakip defanstan dönen toplar oldu, hatta gençlerbirliği defansından bolca top geri sekti, ama orta sahadaki oyuncular topları almakta zorlandı. ilerleyen maçlar için bir sinyal olarak bunu bir kenara not edelim.
başlıkta haydi gençler! diye sesleniyorum. bu kırmızı-siyahlı taraftarların sloganlarından hatta tribündeki gruplarından birinin adı. bu isimle sesleniyorum zira, gençlerbirliği futbolcusuna, taraftarına büyük iş düşüyor. tepedekiler “birbirlerini yerken” ve etrafa puan saçmakta birbirleriyle yarışırken, kırmızı-siyahlıların tarihinde bulamadıkları bir fırsat var önlerinde. neden olmasın; gençlerbirliği gelecek hafta gaziantep'i yeniyor ve son hafta galatasaray'dan puan alarak ligi ilk 5'te ya da ilk 5'in iyice ensesinde bitiriyor. ligin ikinci devresine büyük umutlarla başlıyor. haydi gençler, gençlerbirlikliler, futbolcular, güvende bir pozisyondan fazlasını elde etme fırsatı sizi bekliyor, 19 mayıs'ta ve sizi her yerde yalnız bırakmayan bu taraftar bunu hak ediyor!