ilk basımı 2001 yılında olan hakan dilek'in "mahallenin en şık abileri" kitabından;
ender konca: "başka türlü bir şey..."
1967, tunus... akdeniz olimpiyatları... ümit milli takım, ender'in golleriyle ilk iki maçını galip bitirdi. final maçında yenildi ve turnuvayı ikinci tamamladı. afrika sıcağında üst üste üç maç oynadı gençler. üçüncü maçta sıcak ve yorgunluktan iyi bir oyun ortaya koyamadılar ve sahadan yenik ayrıldılar.
maç bittikten sonra, ender'in yanına "iyi giyimli bir bey" yaklaştı: "beni hiç sinirlenmeden dinle. bu söyleyeceklerim ileride işine çok yarayacak." merakla dinlemeye başladı genç ender: "ilk maçında çok iyi oynadın; iki gol attın. ikinci maçta vasattın; bir gol attın. takımın yine galipti. üçüncü maçta tam anlamıyla döküldün. yarın sana çevrendekiler, kötü de olsan iyi futbol oynadığını söyleyip aldanmana yol açacaklar. sakın onları dinleme. sürekli çalış!" iyi giyimli bey geldiği gibi sessizce ortadan kayboldu. ender bu bilge tavırlı kişinin gazeteci samim var olduğunu öğrendi sonraları. dinledikleri de tartışmasız, yaşamına yön verdi.
kasımpaşa, istanbul'un futbolcu potansiyeli yüksek yerlerinden biri... galatasaraylı kadri aytaç, fenerbahçeli nevruz, ender konca şimdilik sayabildıklerimiz. belli ki toprağında taşında bir şeylervar kasımpaşa'nın. ender lise çağlarındayken çabukluğu, seriliği ve golcülüğü ile sivriliverdi yaşıtları arasından. önce gidip kasımpaşa genç takımı'na yazıldı. 1965'li yılların kasımpaşa'sını çalıştıran doğan koloğlu, ender'e bir hücumcuda olması gereken bütün incelikleri öğretti. ender, bu taktikle yirmi bir golün altına imzasını attı ve ikinci lig'in gol kralı oldu. hem de eskişehir, sarıyer, toprakspor, güneşspor, beylerbeyi gibi güçlü takımların olduğu bir ligde.
dönen transfer
kasımpaşaspor'un genç gol kralı istanbul kulüplerinin de dikkatini çekti. önce fenerbahçe böyle bir golcüyü kaçırmamak için amatör olarak 50 bin lira teklif etti. ancak ogün'lü, şerefli kadro ender'in gözünü korkuttu. sırf iş bozulsun diye, fenerbahçeli idareci kadir has ile yaptığı 50 bin liralık anlaşmayı bozup 100 bin lira istedi. bu arada kendisini galatasaray'a almak isteyen gündüz kılıç ikinci lig'de bir takımda pişmesini öğütledi. ender sanki gündüz kılıç'm isteğini gerçekleştirircesine istanbulspor'a 40 bin liraya imza attı.
pera günleri
genç ender, "dinyakos" kramponların imal edildiği hamal yokuşu ile ömer hayyam'ın kesiştiği yerdeki spor mağazasının önünde gezdi günlerce. yunanlı sanatçı aliki vuyuklaki'nin hafif "açık" filmleri için kuyruğa girdi. beyoğlu'na gezmeye çıkan metin oktay'ın,turgay şeren'in peşlerine takıldı daha çocukken. ama işte arap yılmaz, koca kasapoğlu, bahattin, bile, yalçın, zorbay, arsız hasan, arap celal gibi dönemin kaliteli topçularından kurulu istanbulspor un en genç oyuncusuydu artık.
çim saha
1966'da genç milli takımlar avrupa şampiyonası maçları eskişehir de oynandı. türkiye genç milli takımı belçika, polonya ve bulgaristan'ın bulunduğu grupta birinci oldu. ender, turnuvanın en iyi oyuncularından biri olarak göz doldurdu. eskişehirspor genel kaptanı aydın begiter, ender'in transferi için en az üç dört kez istanbul erkek lisesi'ne geldi gitti. en sonunda istanbulspor başkanı ali sohtorik'i büyükada'daki evinde bağlayıp bu transferi 100 bin liraya gerçekleştirdi. ender'in, kendisini isteyen istanbul kulüpleri ve altay'ın yanında eskişehir'i tercih edişinin nedeni neymiş biliyor musunuz? sahasının çim olması. daha iyi ve daha zevkli futbol oynamak için... peki para? para o kadar önemli değil. insan bugünkülerin tutumlarını görünce ender'in tavrını nereye koyacağını bilemiyor.
sakarya depremi
aydın begiter futbolcuyu gözünden tanır. her yıl onlarca genç insan begiter'ın "tezgâhından" geçer. dahası. eskişehir aydın begiter'siz, begiter de eskişehir'siz düşünülemez. yine bir transfer döneminde karşıyakalı genç taşkın, fenerbahçeli canan ve ender, begıter'in tuttuğu araçla yola çıktılar. buraya kadar her şey normal. eskişehir yol ayrımında araçları birden yalpalamaya başlar. 1967 sakarya depremi, genç futbolcuların eskişehir seyahatinin önünü kesmişti. yer yarılmış, binlerce insan bu deprem nedeniyle evsiz kalmıştı. bilecik yokuşunda yola dökülen kayalar araçların önünü kesti, ancak gece yansı başka bir araçla eskişehir'e ulaştılar.
küçük dev
ender hep mütevazı ve sessiz... yavaş yavaş anlatıyor. kimi kez biraz hüzünlenerek... hep içerden yaşayarak... anlattıkları gözlerine vuruyor çoğunlukla. futbolu çok sevmiş ender konca. bu kadar sevmese, sabahın dördünde herkes uyurken idmana çıkıp saat on idmanına ter atarak hazırlanmasının nasıl bir gerekçesi olabilir ki. o küçücük boyu ve zayıf görünen ama dirençli fiziğiyle büyük bir yükümlülüğün altına soktu kendini: "futbolu en iyi şekilde oynamak." tabii ki nefis ortalar, şutlar ve bitmek tükenmek bilmez bir enerji çıktı ortaya. küçük yaşlardan beri tutkuyla bağlandığı futbol, onun için kendi deyimiyle "başka bir şey"di. eskişehirspor burhan, kamuran, nihat, fethi gibi çok klas futbolculardan kurulu bir ekip oluşturdu ve ligde fırtına gibi esmeye başladı.
ender bu ekipte dört yıl aralıksız forma giydi. hem de sevilla gibi bir ispanyol devini eleyen ve o maçta iki farklı mağlubiyetten üç farklı galibiyete geçebilecek kadar kendinden emin ve dayanışma içinde olan bir takımda. ender de efendiliği ve çalışkanlığıyla takımın temel direklerinden biri oldu ve eskişehir seyircisinin gönlünde taht kurdu.
asist kralı
onun zamanında oynadığı takımların santrforları ya gol kralı oldular ya da gol krallığını kovaladılar. ömer kaner, fenerbahçeli cemil ve osman bunun bariz örnekleri. futbolda bugün gollük pasların önemi yeterince biliniyor, bunun üzerine istatistikler yapılıyor; ne var ki, o dönemlerde ender hep ikinci planda kaldı. 1967'de geldiği eskişehir'den avrupa sevdasıyla ayrıldı ender. milli takımımızın almanya ile köln'de yaptığı ve 1-1 biten karşılaşmada "panzerlerdin dişli futbolcusu berti vogts'a çimleri yoldurdu. bu oyunu onu eintracht frankfurt'a taşıdı.
eintracht frankfurt
ünlü alman takımında holsenbein ve grabowski gibi çok kaliteli oyuncular vardı. çalıştırıcıları ise ünlü teknik adam riebeck. ender bu takımda tam 27 maç oynadı ve 11 golün altına imza attı. altına imza attığı bir başarısı daha var. frankfurt'ta hazırlık devresi sonrası yapılan 17 maçta kesintisiz formasını sırtından çıkarmadan arka arkaya oynayan tek futbolcu vardı: ender konca. ancak henüz yeni evlendiği eşi ile almanya'da çok yalnızlık çekti ender. memleket sevgisi ağır bastı ve türkiye'ye dönmek istedi. almanya'ya transfer olduğu 1971 yılına kadar milli takım'ın değişmez elemanı olan konca, frankfurt'ta top oynadığı zaman milli takım' da sadece iki kez forma bulabildi. oysa türkiye'de o zamana kadar 45 kez milli olmuştu.
ülkeye dönüş
ender'in türkiye'ye döneceği haberi çabucak duyuldu. önce galatasaray girdi devreye. ama konca, turgan ece ile anlaşamadı. sonra beşiktaş talip oldu. bu transfer de gerçekleşemedi. ancak fenerbahçe başkanı emin cankurtaran kulübünün ve ender'in isteklerini anında karşıladı ve ender sarı-lacivertli formayı giydi. konca bu transferden 230 bin lira aldı. 1972-73 senesinde lisansında doğan bir aksaklık sonucu fenerbahçe'ye çok da yararlı olamadı. 1973-74 sezonunda ise geçirdiği büyük sakatlık tam kapasiteyle oynamasına engel oldu. ancak ender'in değişmez bir ilkesi vardı: "futbolcu kendine çok iyi bakmalı ve kollamalı. işine duyduğu saygının gereği bu."
cemil-osman-ender
ender'in ortalan cemil'in çabukluğu ve osman'ın golcülüğü ile birleşince fenerbahçe iki kez şampiyonluğa uzandı. o yıllarda fenerbahçe datcu, adil, yavuz, ercan, fuat, yılmaz yen, ziya şengül, ersoy, zafer, ömer, serkan, selahattin, emin gibi iyi isimlerden oluşan bir kadro kurmuş, fenerbahçe sevgisi seyircisiyle birlikte bu yıllarda sokağa taşmıştı. fenerbahçe seyircisinin tezahürat literatürüne giren bir slogan var ki, o da ender ile eskişehir'den taşındı tribünlere. es-es'lerin ''fethi, nihat, ender / filelere gönder" sloganı, san-lacivert dillerde "cemil, osman, ender / filelere gönder" biçimine dönüştü.
neden biz?
fenerbahçe sonraki yıllarda yaşadığı istikrarsızlığın faturasını oyuncularına çıkardı. halbuki ender'e göre, didi futbolculuğunun dışında iyi bir çalıştırıcı değildi. fenerbahçe, yine ender'e göre o dönemlerde idman dahi yapmadı. basan, üst düzey futbolcuların özel performansıyla geldi. 1975-76 sezonunda yeniden eskişehir'e döndü. ancak takımındaki eski havayı bir daha bulamadı. eskişehir altyapının son derece önemli olduğu bir takım havasında idi. ne var ki, paranın devleriyle baş edememiş ve gerekli kaynaklan altyapıya aktaramayan bir konuma sürüklenmişti.
22 yıl aralıksız büyük bir sabırla, oya işler gibi futbol oynadı ender konca. şikayetsiz ve bilerek oynadı. jübilesi sırasında maçın onuncu dakikası omuzlarda yükselişi, soyunma odasına yönelişi... her şey tamamdı. ancak ertesi gün anladı ender futbolun yokluğunu, nasıl bir şey olduğunu. önce altyapı hocalığını düşündü. sonra kulüplerin vurdumduymazlığı karşısında bundan vazgeçmek zorunda kaldı. ilk antrenörlük deneyimini eskişehir'de tattı. sonra sırasıyla diyarbakırspor, çorlu, maltepe... 1992'de fenerbahçe'de venglosh'un yardımcılığını yaptı. 1993'te osieck'le başladığı ligi, adanaspor'da noktaladı. daha sonra göztepe, düzce, marmaris ve son olarak da artvin hopa...
gurbet yazgı mı?
ender'in sınır tanımaz futbol tutkusu ancak aşkla tanımlanabilir herhalde. sadece düzgün bir çim sahada top oynamak için, "takdiri size bırakıyorum" deyip önüne konulan parayı düşünmeyecek, ülkenin bütün coğrafyasına kendi ilkelerini taşımak için çalıştırıcılık yapmaya yeltenecek kaç kişi tanıyorsunuz?
su gurbette ararmış kendini... söz işgüzarmış, aşk da...