ilk basımı 1997 olan eduardo galeano'nun "gölgede ve güneşte futbol" kitabından;
hindistan ve pakistan kendi atom bombalarını yaparak büyük güçlerin seçkin nükleer kulübüne girme hayallerini gerçekleştirmiş oldular. asya ülkelerinin borsaları dibe vururken endonezya'da suharto'nun uzun süren diktatörlüğü de son buluyor, ama iktidarı kaybetse karşın uzun zaman gücü elinde bulundurmasının kendisine sağladığı on altı milyar dolardan mahrum kalmıyordu.
dünya frank sinatra'nın o eşsiz sesini bir daha duyamayacaktı. avrupa'nın on bir ülkesi "euro" adı verilen tek para birimine geçmek için anlaşmaya varıyorlardı. miami'den gelen güvenilir haberlere göre fidel castro'nun iktidarının devrilmesi an meselesiydi.
joâo havelange dünya futbolunun tahtından inerken yerine krallığın en kıdemli saraylısı joseph blatter kuruluyordu. arjantin'de yirmi yıl önce, diktatörlüğün en civcivli zamanında, havelange ile birlikte dünya futbol şampiyonasının açılışını yapan general videla hapsi boyluyordu. 1998 yılında fransa'da yeni bir dünya şampiyonası başlıyordu.
işleri bir hayli zora sokan air france'taki greve rağmen otuz iki ülkenin milli takımı yüzyılın son dünya şampiyonasında boy göstermek için yepyeni saint deniş stadyumu'na gelmeyi başardılar: şampiyonaya, avrupa'dan on beş, amerika kıtasından sekiz, afrika' dan beş, ortadoğu'dan iki ve asya'dan iki takım katılmaktaydı.
maçlarda coşkulu alkışları matem sessizlikleri izledi: tıklım tıklım dolu statlarda mücadeleyle geçen bir ayın sonunda ev sahibi fransa ile favori brezilya finalde kılıçlarını çektiler. brezilya karşılaşmayı 3-0 kaybetti. hırvat suker altı golle şampiyonanın en fazla gol atan futbolcusuydu, onu beşer golle arjantinli batistuta ile italyan vieri izlediler.
o günlerde londra gazetesi daily telegraph'ta yayınlanan bilimsel bir araştırmaya göre seyirciler maçlar esnasında en az futbolcular kadar testosteron salgılamışlar di. fakat bu şampiyona boyunca çokuluslu şirketlerin elemanlarının gömleklerinin de oyuncuların formaları kadar terlemiş olduğu gerçeğini göz ardı etmemek gerekir. brezilya beşinci kez şampiyon olamadı ama adidas her zamanki gibi birinciliği elde etti. 1954'teki dünya kupası'ndan beri almanya ne zaman kazandıysa adidas da kazandı. adidas fransa ile birlikte som altından kupayı kaldırdı ve ayrıca zinedine zidane ile en iyi oyuncuya verilen ödülü de kazandı. rakip firma nike ise brezilya ve hollanda millî takımlarının kazandığı ikincilik ve dördüncülükle yetindi. nike'nin yıldızı ronaldo ise final maçına hasta haliyle çıktı. daha alt sıralarda bulunan bir başka firma lotto da daha önce hiçbir dünya kupasına katılmamış olan ve bütün tahminleri altüst eden sürpriz ekip hırvatistan ile üçüncülüğü elde etti.
daha sonra saint denis'in çimleri tıpkı bir önceki dünya kupasının oynandığı los angeles stadı'nda olduğu gibi parçalar halinde satıldı. bu kitabın yazarı bendeniz elbette sizlere çimleri birer pizzaymış gibi satacak değilim, ama onun yerine bu şampiyonadan bazı futbol parçalarını bedava olarak sunmak istiyorum.