orhan berent'in altay: alsancak'ın sakini kitabından;
altay’ın 1934 şampiyonluğu ve kale direklerinin kesilmesi
5 ocak 1934’te izmirspor ile 1-1 berabere kalırken, 19 ocak 1934’te altay sahaya çıkmayan altınordu’ya karşı hükmen galip geldi. 9 şubat’ta yine ligde altınordu ile 1-1 berabere kaldı. 2 mart 1934’te izmirspor ile 2-2 berabere kaldı. 29 mart’ta altay izmir’de bulunan darüşşafaka’yı 3-2 yendi. 30 mart’ta altınordu’yu 2-1 yendi. 20 nisan 1934’te kale direklerinin kesilip topların patlatıldığı skandal maçta altay 3-0 galipken maçı hükmen kazandı. böylece 1933-34 ligini altay şampiyon bitiriyordu. altay izmirspor olaylı maçına kalede cemil, zehir ali, niyazi, küçük doğan, basri, hakkı parker, ismail hakkı, sezai karabilgin, büyük doğan, şükrü ve vahap ûzaltay kadrosuyla çıkmıştı.
skandal maça doğru izmirspor’un iki önemli futbolcusu cezalıydı. (*) bu maçta izmirspor’un yenileceği muhakkaktı. bunun için izmirsporlular olaya bir hal çaresi aramaya başlarlar. eğer maç oynanmazsa cezalar ertelenen maç gününe kadar bitecekti. sonuçta çareyi geceleyin sahayı sabanla sürmekte bulurlar. ancak getirilen saban kapıdan sığmayınca içeri sızıp kale direklerini kesmeye karar verirler. içeri girerler ve direklere sürdükleri yağla fazla gürültü çıkarmadan kesme işlemini tamamlarlar. arada yanlarına gelen çoban köpeğini de boğarak öldürüp yan taraftaki rum mezarlığına gömerler! fakat ertesi gün kale direkleri onarılır. maç oynanacaktır. anlatılanlara ve sami özok’un izmirspor tarihi kitabında yazılanlara göizmirspor kaptanı nazmi maçta bir bahane ile oyundan çıkıp izmirspor kalesinin arkasına gelir ve auta çıkan topları çakı ile patlatır. gelen her top patlatıldığı için vakit geçer. eğer hava kararırsa maç ertelenecektir. fakat durum fark edilir ve sonuçta maç altay’ın hükmen galibiyeti ile tescil edilir. geriye de sorumlularının ballandıra ballandıra ve hiçbir pişmanlık emaresi duymadan anlattığı sportmenlik dışı bu vakanın tarihte yerini alması kalır. anlaşılan yeni kurulan ülkede erken dönemlerde sık sık rastlanılan kuralsızlık ya da kural tanımamanın ehlileştirilmesi ve osmanlı’dan miras o tahrip edici benmerkezcili-ğin törpülenmesi uzun zaman alacaktır.
bu vahim olaydan sonra altay 25 ekim 1934’te ise izmir futbol ligi şampiyonu ünvanı ile katıldığı türkiye futbol şampiyonasında ısparta’yı 10-0 yendi. final maçında ise beşiktaş’a 3-1 kaybedip ikinci oldu. kaleci cemil tuğaltay, zehir ali, hilmi, niyazi, enver arslanalp, baron fevzi, doğan, şinasi, vahap, basri, hakkı onbiriyle çıkmıştı. türkiye futbol şampiyonası ilk kez 1924’te düzenlenmişti. milli küme’nin 1937’de başlamasıyla eski cazibesini kaybetmiş ve hasılat paylarının son derece düşük olmasından dolayı kulüpler tarafından bir külfet olarak görülüyordu. idareciler de zamanında bunu fark etmiş olacak ki ikincisi 1927’de, üçüncüsü 1932’de yapılmıştı. 1940-50 arasında ise her yıl düzenlenmişti. daha sonra 1951 ile 1997 arasında sadece amatör takımların katıldığı bir şampiyona haline getirilmişti.
(*) buradaki yönetmeliğin mantıksız ve bir garip olduğunu biliyorum, ancak anlatılanlar o devrin gazeteleri ve olayların müsebbiplerinden izmirspor kalecisi sami özok’un izmirspor tarihi kitabında bu şekilde anlatılmıştır. belki de o iki izmirsporlu'nun cezalan bir haftalık boykottu ve maç oynanmasa bile cezalarını çekmiş sayılacaklardı.