mübarek bayram günü. nurettin abiyle beyoglu istiklal caddesine taafa cıkmıştık bir nevi totem misali..akşamı beklemeye calışırken evde bıraktıgımız eşlerimiz dahi bayramlaşmaya gitmemiz gereken büyklerimizden...bu gün gelmeyecegiz yarın ziyaretinize gelecegiz haberlerini bizden önce onlar ucurmuşlardı sevgili büyüklerimize...onlarda biliyorduki bu gün bunlar bir yere gitmez. cünkü cok önemli bir maç vardı bu gün.
mahallede muhtar adayı olup kaybeden sevgili suat abimiz.bir kahve açmıştı artık. evinin altındaki dükkanına. bu dükkandada hiç dikiş tutmuyordu daha önce marketti kapandı daha sonra giyim kuşam satmaya başlamıştı kapattı.daha sonra halı magazası daha sonralarıda şarküteri... ama dikiş tutmuyordu bu dükkan bir ugursuzluk oldugundan korkuyordu suat abi...biz istiklal caddesinde dolaşırken aklımzda suat abinin dükkanında mac izliyecegimiz geldiginde endişeleniyorduk.... eee ugursuzdu burası...akşam olupta maçı izlediğimizde birde üstüne 4-1 kazanınca suat abininin bu dükkanın tek ugurlu geldigi gün bu maç oynandıgı günü işaret etmesi.ve bu dükkanın tarihi günü olması sebebiyle pekte önemlidir bu gün....ha bu günlerde o dükkanmı?. şimdi fırın oldu. o,günü hala özlüyor.. en azından biz dışardan bakınca öyle hüzünlü görüyoruz orayı. fırandan sonra ne olacagım diye sanki bize acı acı bakıyormuş gibi geliyor.... bakışlarıda bize öyle bir hüzünlüymüş gibi geliyor. o, gün gibi olmayacaksa. yıkın beni der gibi.....